10 Ocak 2011 Pazartesi

Polen Faydaları ve Kullanımı

Polen
Bal makineleri olarak yaratılan küçük bal arıları vasıtasıyla bizlere ikram edilen harika besinlerden biri de “polen” dediğimiz çiçek tozlarıdır. Polen; yeryüzünde bulunan binlerce tür çiçeğin cinsiyet hücreleri olup, bitkiler bu tozlar sayesinde nesillerinin devamını sağlarlar. Balarıları da bitkilerin üremesinde aktif rol oynayan taşıyıcılardandır. Balarıları çiçekli bitkilerden bal özü (nektar) toplarken aynı zamanda çiçek tozlarını, yani polen zerreciklerini de arka bacaklarındaki polen sepetçiklerine doldururlar. Bu tozlar arılar tarafından kovana getirilirken özel bir madde ile yapıştırılarak polen tanecikleri haline getirilir. (her bir polen taneciği yüz bin ila beş milyon adet polen zerreciğinden oluşmuştur.) Petek gözlerine depo edilen zengin vitamin, mineral madde ve protein kaynağı olan bu harika besin ile arılar yavrularını besler. Başka bir deyişle “polen arıların ekmeğidir.”
http://www.drmavinokta.net

Kullanılması:
Polen zerreleri hayat için lüzumlu ( Vital) maddeleri ihtiva ederler. Bu zerrecikler üç tabakadan müteşekkil polen kabuğu içerisinde uzun müddet canlılıklarını ve besin değerlerini muhafaza ederler. Bu kabuklar tatlı ortamlarda daha kolay çatladığı için tatlı maddelerle, özellikle balla birlikte alınması tavsiye edilir. Ilık süte katarak da alınabilir. (her hangi bir şeye karıştırmadan saf haliyle de yene bilir.)Ayrıca bir kahve kaşığı öğütülmüş polen taze bir yumurta sarısı iyice karıştırılıp yarım kaşık bal ilave edilerek karıştırılır ve hemen yüz ve
boyna sürülürse cilt için harika bir bakım kremi elde edilmiş olur.DüzelerDünya literatüründe farklı tavsiyeler bulunmakla beraber ideal düze;
- 3 yaşından 5 yaşına kadar günde 12 gram (2 tatlı kaşığı)- 6 yaşından 12 yaşına kadar günde 16gram (3 tatlı kaşığı)- Yetişkinler günde20 gram (4 tatlı kaşığı)- Bazı özel durumlarda günde 35 gramlık “şok” düze uygulana bilir.- ideal bir kür en az 2 ay sürmelidir.
http://www.drmavinokta.net
Bu kürleri özellikle mevsim başlangıçlarında olmak üzere senede birkaç kere tekrar etmek faydalı olacaktır. Bütün yıl boyunca alınması da tavsiye edilir. Fer Polen’i aç karnına, kahvaltıdan 15 dakika önce almanızı tavsiye ederiz. Günlük düze bir seferde alınabileceği gibi, kahvaltı ve öğle –akşam yemeklerinden önce de bölünmüş düzeler halinde alınabilir.


Muhafazası:
Serin ve rutubetsiz bir yerde tercihen ambalajı içinde buzdolabında muhafaza ediniz. Cam kavanozdaki polenleri ise kapalı şekilde buzdolabında saklayınız.
Alerji:
Arıların topladıkları polenler hiçbir zaman, bitkilerin tozlaşmasıyla ilgili olarak havada serbest halde uçuşan anemofil polenlerin solunum yoluyla yaptıkları alerjiyi yapmazlar. Kötü beslenme durumlarında polen kürlerinin faydası görülür. Bilinen tehlikeli etkisi yoktur. -Kısaca Fer Polen insan hayatı için gerekli nitelikteki vitamin, protein ve amino asitleri bünyesinde yoğunlaştıran çok zengin ve harika bir besin maddesidir. Bağırsakların polisidir.

Polen ile Güzellik
http://www.drmavinokta.net
Son yıllarda polen’in güzellikteki etkisi gündemde. Çünkü içeriğinde cilt için çok yararlı maddeler bulunuyor.. Bu doğal ürün, günümüzde az bilinen yönüyle aynı zamanda bir “gençlik iksiri”.

Güzellik alanında da çok olumlu faydalarına dikkat çekmek gerektiğini düşünüyoruz. Polen’in bu özelliklerinden doğal ürün uzmanı Volkan Kurt söz ediyor.

Polenin sağladığı mucizelerin farkında olan pek çok insan günlük yaşamından onu eksik etmiyor. Bileşimindeki vitamin ve mineraller başka pek çok besinde bulunabilenden çok daha fazla.

Organizmayı zinde tutmak ve dengeli beslenmek için vücudun ihtiyacı olan eksik maddeleri tamamlamak ve korumak açılarından yaşamsal önem taşıyor polen.
http://www.drmavinokta.net

Zaten üzerinde kimyasal analizler yapıldığında, "polen mucizesi" ortaya çıkıyor. Vitaminler, proteinler, yağ, şeker, mineral, hormon, büyütücü faktör ve pigment vs. Bu canlı ve dengeli besin, beyni ve vücudu yorgun uyuşuk insanlar için de çok olumlu sonuçlar oluşturuyor. Canlılık ve yaşama neşesi sağlıyor.

Cilt ve polen

Güzellikteki etkisi de yine mucizevi sonuçlar yaratıyor. Lekeli ve bozuk görünümlü bir ten genellikle bedeninde gerekli ihtiyaç maddeleri eksik olan insanların sorunudur. Ciltteki bu sorunların üstesinden polen gelir. Kanın atık maddelerden arındırılması yani temizlenmesi sonucunda ciltte önemli değişiklikler olur. Polen bu görevi çok iyi yapar. Sağlıklı ve parlak bir ten isteyenler, poleni her gün (bir çay kaşığı ) yemeli. Bazı güzellik ürününün özünde de polen bulduğunu da unutmayalım.

Bir çok akademik çalışmada da polenin bu yararlarından bilimsel olarak söz ediliyor. Öğüterek toz haline getireceğiniz bir çay kaşığı polen güzellikte önemli sonuçlar meydana getirir. Polenle yapılan güzellik maskelerini yüze ve boyuna uygulayan kadınlar sonuçlarından memnun olduklarını söylüyorlar. Taze ve canlı pürüzsüz bir yüz için polen mucizesinden yararlanmayı ihmal etmeyin.

Bu doğal ürünü diğer güzellik maskelerinize de ilave edebilirsiniz. (Maskenizin etki gücünü çoğaltır.) Cildinizle ilgili hemen uygulama yapabileceğiniz basit bir formül de verelim: Bir kahve kaşığı poleni bir taze yumurtanın sarısıyla iyice karıştırın. Karışımı parmağınızla yüzünüze sürün.. Yarım saat sonra yıkayın. Parlak ve taze bir cilt kazanacaksınız.


Saçlara polen
Polen saçları coşturur.

Polen saçları adeta coşturur.
http://www.drmavinokta.net
Saça faydası kullanımdan kısa süre sonra görülür. Saçın kök kısmına çok olumlu etki yapar. Bileşiminde yer alan niasin ve sistin maddeleri saç kökünü besler, dökülmesini durdurur. Zayıf tellere canlılık verir. Saç hacmini geliştirir. Yani saçların dökülmesini durdurup, kopacak gibi duran saç tellerinin canlanıp gürleşmesine neden olur. Saçların korunmasında günde yiyeceğiniz bir çay kaşığı kaliteli polen yeterli. Dökülme fazlaysa bunu 3 çay kaşığına kadar yükseltebilirsiniz.

Gözaltı sorunlarında polen unutulmamalı

Örneğin bir kahve kaşığı polen içine bir damla kayısı ve buğday yağı ilave ederseniz, bir doğal "gözaltı kremi" elde etmiş olursunuz. Karışımın içine iki damla ampul halinde satılan E vitamini de ekleyebilirsiniz. Bunu göz altına sürün ve 15 dakika sonra yıkayın. Arı sütü, polen, bal karışımı, göz altlarının yorgun görünümünü yok eder. Gerginleştirip, canlandırır

Papatya Faydaları ve Kullanımı

Papatya
Papatya (matricaria chamomilla) : Bileşikgiller familyasıından; Nisan – Eylül aylarında çiçek açan, 25 cm kadar boyunda, bir yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları ince parçalı olup, sapsızdır. Çiçeğinin orta kısmı sarıdır. Kenarlarında 12-20 tane dil biçiminde beyaz renkli çiçek vardır. Çiçeklerin içeriğinde acı madde, tanen ve glikozitler vardır. Meyvesi sarımtırak esmer renkli bir uçucu yağ taşır. Yaz aylarında toplanıp, kurutulur.

Papatyaya ülkemizde; babunç, tıbbi papatya, adi papatya ya da sadece papatya olarak adlandırılır. Papatyalar mayıs ayından ağustos ayına kadar öğle güneşinde toplanmalıdır.
http://www.drmavinokta.net

Papatya’ nın Faydaları:
Sinirleri yatıştırıcı özelliği vardır. Göze pansuman yapıldığında şişlikleri alır. Papatya suyu gargara yapıldığında diş ağrılarına iyi gelir. Papatya banyosunun rahatlatıcı bir özelliği vardır. Özellikle hastalıklardan sonra yapılan papatya banyosu, kişinin daha kısa bir sürede toparlanmasını sağlar. Papatya çayı ferahlatır. Kaynatılmış papatya suyunun cilde çok faydası vardır, cildi temizler ve yumuşatır. Papatya yağı ile masaj yapılması romatizmaya iyi gelir.

Papatya çayı:
Bağırsak gazlarına iyi gelir. İştah açar. Saçlar papatya suyu ile yıkanırsa daha parlak görünür. Papatyanın buharını solumak nezle ve sinüzite iyi gelir. Banyo suyuna ilave edilen papatya suyu cildi tazeler. Hemoroid (Basur) ağrılarını hafifletir. Baş ağrısı durumunda Papatya suyu kaynatılıp baş yıkanırsa faydası görülür. Papatya biberiye ile kaynatılıp içilirse adet söktürür. Karın ağrısında papatya, nane, rezene, ıhlamur beraber kaynatılıp içilirse faydalı olur. Az işiten kulağı açar:Papatya zeytinyağına konulup 1 ay güneşte bekletilir, temizliğe dikkat ederek iltihaplı ve sonradan olma kulak sağırlığına damlatılırsa çok faydalıdır.
http://www.drmavinokta.net

Kullanılışı: Papatya kaynatılmamalıdır. Kaynamış suya koyulup 10 dakika demlendirilmelidir.

Nar Çekirdeği Faydaları ve Kullanımı

Nar Çekirdeği
Narın dünya mutfağında hem içecek hem de çeşni olarak kullanımı yaygındır ama şifa amaçlı kullanımı yakın zamanlarda popüler olmuştur. Orta Doğu’da ve Yunanistan’da ise yüzyıllardırt şifa amaçlı kullanılan bir meyvedir.
Şifa amaçlı kullanılan şekli konsantre ekstresi ve çekirdeğidir. Nar çekirdeği, tüketimi hızla artan çok fonksiyonlu bir gıda desteğidir. İlahi kitaplarda, cennet meyvesi olarak tanımlanır. Hatta, bazı kaynaklar Havva'nın Adem'e verdiği meyvenin elma değil, nar olduğunu iddia ederler. http://www.drmavinokta.net
Nar çekirdeği, yüksek dozda polifenolik bileşikler, tannin ve antisiyoninler içerirler ki bu maddeler bilinen en güçlü antioksidanlardır. Antioksidanlar, bizi kanserden koruyan en güçlü silahlarımızdır. Yaşadığımız, soluk aldığımız sürece vücudumuzda oksidanlar, yani toksik oksijen artıkları oluşur ve bunlar hem yaşlanmamıza hem de kronik hastalıkların oluşmasına sebep olurlar. Antioksidanlar ise bu maddeleri bloke ederek hem yaşlanmayı geciktirirler hem de kronik dejeneratif hastalıkların ve kanserin meydana gelmesini önlerler. Virüs öldürücü antiviral etkisi de vardır. Kolestrolü, şekeri dengeler, ishali keser, bağışıklık sistemini güçlendirirler.http://www.drmavinokta.net
Nar çekirdeğindeki diğer önemli bileşenler, linoleik ve oleik asitlerdir. Linoleik asitin hayvan deneylerinde kalın barsak kanseri üzerinde önemli iyileştirici etkisinin olduğunu gösteren hayvan deneyleri mevcuttur. Prostat ve meme kanserinde de etkili olduğu düşünülmektedir. Prostat kanseri yanı sıra prostatın iyi huylu büyümesinde, şeker hastalığında ve lenf kanserinde de etkili olduğuna dair ABD’de yapılmış çalışmalar mevcuttur. Linoleik asit kandaki kötü kolesterol oranını düşüren önemli bir ajandır. Kötü kolesterolün damar çeperini delip duvara yerleşmesini ve plakaların, tıkanıklıkların oluşmasını önler. Kötü kolesterol oksidasyonu, damar sertliğinin ilk halkalarından biridir. Ateroskleroz denen damar sertliğine karşı koruyucudur. Damar açıcı ve damar elastikiyetini artırıcı özelliği vardır. Nar çekirdeği bileşeninde bulunan linoleik asit ve polifenollerin kalp damar hastalıklarındaki koruyucu etkisi hakkında deneysel ve klinik çalışmalar mevcuttur. Kan basıncında artışa sebep olan ACE adlı enzim aktivitesini azaltarak kan basıncını düşürücü etki sağlar, hipertansiyonda faydalıdır. Bu enzim tansiyonumuzu artıran kötü bir maddedir ve hatta,piyasada bu enzimi bloke etmek için kullanılan birçok tansiyon ilacı vardır.
Çok yüksek doz C vitamini içerdiğinden kuşburnunun tahtını devirdiği söylenir. Limon, portakal, greyfrut ve kuşburnundan daha yüksek doz C vitamini içerir ki artık yüksek doz C vitamininin kansere karşı koruyucu etkisi kanıtlanmıştır. C vitamini yanında yine yüksek doz B vitaminleri, demir, fosfor, sodyum, potasyum, çinko ve magnezyum içerir.
Nar çekirdeğinin antioksidan ve kollojen yapımını uyarıcı etkilerinden dolayı kozmetik değeri de anlaşılmıştır. Nar çekirdeği yağından yapılan sabun ve cilt bakım ürünleri birçok ülkede revaçtadır. Cilt sıkılaştırıcı ve tazeleyici özellikleri vardır bu ürünlerin . Nar çekirdeği partiküllü peeling ve maske ürünleri de mevcuttur. Tıbbi kremleri ise geçmeyen kronik yaralarda kullanılır. http://www.drmavinokta.net
Nar ve daha yoğun olarak nar çekirdeği bitkisel östrojen içerir, bu özelliği ile de menapozda görülen sıkıntıların azalmasına yardım eder.

Mısır Püskülü Faydaları ve Kullanımı

Mısır Püskülü

Buğdaygiller familyasındandır. Anayurdu Güney Amerika olan mısır, Amerika Kıtası’nın keşfinden sonra denizciler tarafından Avrupa’ya getirilmiştir. Oradan da, Afrika anakarasından, Mısır üzerinden ülkemize getirildiğinden, dilimizde bu bitkiye mısır adı verildiği sanılmaktadır. 2 m’ye kadar boylanabilen, biryıllık dayanıklı tahıl ve kültür bitkisidir.

Mısırın kökleri toprakta derine kadar iner, kalın ve bol saçaklıdır. 4 cm. çapa ulaşabilen dik gövdesi boğumludur. Bu boğumlar arasında gövdenin içi boş olur. Gövde üzerinde almaşık dizili uzun yaprakları şerit biçiminde, paralel damarlı ve uçları sivridir. Aynı bitki üzerinde ayrı kesimlerde yer alan dişi ve erkek çiçeklerden erkek olanları, gövdenin ucunda başaklar; dişi olanları, yaprak koltuklarında koçanlar halinde görülür.
http://www.drmavinokta.net

Dişi çiçeklerin olgunlaşmasıyla meydana gelen mısır tohumları, tek ve kalın bir sap olan koçan üzerinde düzgün sıralar halinde dizilmiş iri taneler şeklinde olur. Konumuzla ilgili olan kısımları, dişi çiçeklerin olgunlaşıp tane biçimine gelmeden önce koçanın ucunda 10-30 cm. uzunlukta oluşturdukları ve adına mısır püskülü denilen ipliksi uzantıları (stigma’ları)dır. Bol güneşli sulak alanları seven mısır bitkisi, ülkemizin su bulunan hemen hemen her yerinde kültür bitkisi olarak yetiştirilirken çok gelişip fazla yer kapladığından tohumlarının toprağa seyrek olarak ekilmesine dikkat edilir
http://www.drmavinokta.net
Güney Afrika kökenli bu bitkimiz yüksek oranda nişasta ile doymamış yağ asitleri, A vitamini ve sterolleri içerir. Faydaları ise aşağıdaki gibidir.

Mısır püskülünün Faydaları

Açık esmer ya da kırmızımsı renkli hafif ve özel kokusu bulunan mısır püskülünün tıbbi etkileri:
• Sakinleştiricidir.
• Bedeni güçlendirici toniktir.
• Romatizma tedavisinde yardımcı olur.
• İdrar söktürücüdür.
• Mesane taşlarını düşürür.
• Üretrit (idrar yolları enfeksiyonu), sistit (mesane enfeksiyonu) ve prostatit (prostat bezi enfeksiyonu) tedavilerinde etkilidir, özellikle ayrıkotu ve civanperçemi ile birlikte kullanılırsa daha etkili olur.
http://www.drmavinokta.net
• Çocuklarda böbrek sorunlarının atlatılmasına yardımcı olur.Bu etkilen sağlamak üzere, mısır koçanındaki dişi çiçeklerin döllenme olayı gerçekleşmedenönce ortaya çıkan püskülleri alınır. Bunlar kurutulduğunda bazı etkilerini yitirdiğinden kurutulmadan kullanılması daha doğru olur. • Mısır tanelerinden elde edilen mısırözü yağının, sıvı bitkisel bir yemeklik yağ olarak, damar sertliğini önlediğini, kullanan kişilere bu konuda büyük yarar sağladığını belirtmeden geçemeyeceğiz.

Mısır Püskülü Nasıl Kullanılır?

1 tatlı kaşığı kadar kıyılmış mısır püskülünün 1 su bardağı kaynamış suda 4-5 dakika demlendikten sonra süzülmesiyle hazırlanan mısır püskülü çayı dahilen ve genellikle yemeklerden önce günde 2-3 kez içmek suretiyle kullanılabilir. Mısır püskülü çayı, zayıflamaya yardımcı bir diğer bitki olan kiraz sapı ile birlikte de kullanılmaktadır.
http://www.drmavinokta.net

Mercanköşk Faydaları ve Kullanımı

Mercanköşk

Ballıbabagiller familyasındandır. Kekik olarak da bilinir.
{Origanum, Yunancgda “dağ” anlamına gelen oros ile “keyif, neşe” ya da “süs” anlamına gelen ganos sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. “Dağın keyfi”, “dağın neşesi” ya da “dağın süsü”! Mercanköşk sözcüğü Farsça merzengûş sözcüğünden dönüşmedir. Farsçada merzen fare, gûş de kulak demektir.)
İzmir mercanköşkü (O. onites): Türkçede Bilyalı kekik, Kekik, izmir kekiği, Peynir kekiği, Ak kekik, Taş kekiği (Elmalı) gibi adları da vardır.
http://www.drmavinokta.net
60 cm boyunda, 50 cm genişliğindedir. Kırmızı bir gövdenin çevresine toplanmış, güçlü kokulu, ipeksi, gri-yeşil, güzel yapraklarını kışın dökmez. Yoğun yuvarlak biçimde dallanmıştır. Haziran-ağustos aylarında sap uçlarında beyaz ya da pembemsi yoğun çiçekler açar.
Anayurdu Türkiye, Yunanistan ve Hırvatistan’dır. Kuraklığa çok dayanıklıdır. Kokulu bitkiler bahçesinde topluluk halinde değerlendirilir.
Ege dağlarından toplanıp yurtdışına satılmaktadır. Son dönemlerde kültür yoluyla üretimine başlanmıştır. Tohumlar ilkbaharda sürülmüş dizilerin içine ekilir, çıkan filizler arasında 30-45 cm aralık bırakılır.
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünce satılan kaliteli tohumlardan elde edilen yüksek verimli ve yağ oranı yüksek bitkiler sayesinde bu alanda tarımsal çalışmalar gittikçe bir ivme kazanmaktadır.
Marcanköşkü evlerde yetiştirmek de mümkündür.
http://www.drmavinokta.net
İstanbul mercanköşkü (O. heradeoticum): Türkçede Eşek kekiği de denir. Ayrıca sadece “Mercanköşk” olarak da adlandırılır.
40-50 cm boyunda, 50 cm enindedir. Güçlü kokulu yeşil yapraklarının birazını kışın döker. İyi bir yer örtücü olarak bolca kök sürgünü verir. Haziran-temmuz aylarında yaprakların koltuklarında beyaz çiçekler açar.
Anayurdu Türkiye, Yunanistan ve Sardunya adaşıdır. Kuraklığa çok dayanıklıdır. Kokulu bitkiler bahçesinde yer örtücü, bordur ya da topluluk halinde değerlendirilir.
Bu iki yaygın tür dışında O. vulgare (Kekikotu), O. sipyleum (Güveyotu) vb birçok mercanköşk türü vardır.
Yunan mitolojisine göre Kıbrıs kralının hizmetçisi Amarakos bir gün çok değerli bir ŞİŞe kokuyu çalar. Cezalandırılmamak için kaçar. Ama tanrılar onu yabani bir mercanköşküne çevirirler. Bitkinin güzel kokmasının nedeni budur.
Eski Yunanlılar ve Romalılar mercanköşkünü parfüm olarak, mikrop kırıcı olarak ve yiyecekleri koruyucu olarak kullanmışlardır. Mitolojik inançlara göre bir mezarda mercanköşk biterse ölü bir türlü rahat edemezmiş, o yüzden onu mezardan koparmak, yok etmek gerekir. Mitolojiye göre bahçesinde ilk mercanköşkünü Latin tanrıçası Venüs yetiştirmiştir. (Venüs Afrodit’in Latin kültüründeki karşılığı.)
Aristotales’e (JÖ 384-322) göre bitki, hayvan zehirlenmelerine bire birdir. 16. yy’da başta veba olmak üzere insanlar salgın hastalıklara karşı yanlarında mercanköşk taşırlarmış.
İngiltere’de genç kızlar müstakbel sevgililerini seçmek için Aziz Luc gününde mercanköşk, kekik ve peiin otundan bir karışımla banyo yapar gece rüyalarında kimi görürlerse onunla evleneceklerine inanırlarmış.
http://www.drmavinokta.net
Mercanköşk hem bir baharat, hem de şifalı bir bitkidir. Kuru otsu, ağaçsı, hafif kâfuri ve baharlı kokusu; aromatik, keskin, hafif acı bir iezzeti vardır. Mutfakta çiçekleri ve yaprakları kullanılır.
İtalyan mutfağının olmazsa olmazıdır. Domates soslarıyla, kızartma sebzelerle ve etlerle kullanılır. Fesleğen ve maydanozla da iyi uyuşur. Pizzaya eklenir. İsveç’te koku vermesi için biraya katılır. Yaprakları tütün olarak içilir. Yemeklere piştikten sonra ekilirse aroması bütünüyle kalmış kalır. Bileşiminde carvakrol, thymol, iimonen, terpinen, osimen, caryofilen, beta-bizabölen ve linalol vardır.
Mercanköşklerinin şifalı özellikleri kekiğe çok benzer: iştah açıcı, sindirim kolaylaştırıcı, uyarıcı, terletici, soğuk algınlıklarını ve üşütmeleri iyileştirici, idrar artırıcı, gaz giderici, âdet düzenleyici, ishal giderici, tansiyon düzenleyici, kolesterol düşürücü, kandaki şeker oranını azaltıcı
Bu etkilerin elde edilmesi için 30-50 gram mercanköşkü 1 litre (5 bardak) suda kaynatılır ya da 1 litre kaynar su 30-50 gram bitkiye dökülür, 10-15 dakikalık demlenmeden sonra günde dört kez birer fincan içilir.
Böcek sokmalarında acıyan yere bu sıvıyla masaj yapılır.

Yaralara, romatizma sancısı hissedilen bölgelere mercanköşkü yağı (suda damıtılmış sıvı) uygulanır.
http://www.drmavinokta.net
Dikkat, uyuklamaya yol açabileceği için dikkat gerektiren zamanlarda ve aşırı düşük tansiyon dönemlerinde kullanılmamalıdır!

Maydanozda Kurusu Faydaları ve Kullanımı

Maydanozda Kurusu

Yaprakları A, C ve K vitaminleri, demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum ve klorin yönünden zengin olan maydanozun bir tutamı günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılıyor..

Amerikan Diyetetik Derneği'nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, maydanozun bir provitamin A kaynağı olduğunu söyledi.

Bir tutam günlük C vitimanini karşılar
Maydanozun bu özelliği ile görme gücü, kılcal damar sistemi, adrenal ve tiroid bezlerinin fonksiyonları üzerinde etkili olduğunu belirten Dönmez, şu bilgileri verdi:

''Maydanozun yapraklarında uçucu yağlar, protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır.
http://www.drmavinokta.net

İdrar yollarını temizler
Maydanoz suyundaki yüksek klorofil miktarının kandaki alyuvar sayısını arttırarak böbreklerin, karaciğerin, idrar yollarının temizlenmesine yardım ettiğini bildiren Dönmez, şunları söyledi:

''Sindirim enzimlerini uyararak sindirim rahatsızlıklarını dindirilmesinde etkilidir. İnce bağırsaktaki peristaltik hareketleri arttırır.

Gaz birikmesini önler
http://www.drmavinokta.net
Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler. Toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar, kanı temizler.

Kum ve böbrek taşına karşı etkili
Kansızlık, mesane iltihaplanması, kum, romatizma, böbrek taşı, tansiyon ve damar sertliğine karşı etkilidir'' diye konuştu.

Maydanozun yapraklarının idrar söktürücü olarak da kullanıldığını belirten Dönmez, şöyle devam etti:
http://www.drmavinokta.net
İltihaplı yaraların iyileşmesini hızlandırır
''Ayrıca, iltihaplı yaraların iyileşmesine yardım eder. Bazı çalışmalarda adet sancılarının azaltılmasında da etkili olduğu görülmektedir. Kökleri de aynı özelliklere sahiptir.

Folitk asit kaynağı
Maydanoz C, E vitamini, B grubu vitaminlerden folik asit, A vitamininin öncüsü karotenoidlerden çok zengindir.

Selülite karaciğer hastalığına
Bu nedenle karaciğer hastalıklarına, sarılığa, egzamalara, selülite, romatizmaya, gut hastalığına ve idrar yolları taşlarına karşı tavsiye edilir.

Maydanoz, demir, potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir.''
http://www.drmavinokta.net
Dönmez, maydanozun taze ve iyi yıkanarak tüketilmesine dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

3 Ocak 2011 Pazartesi

Lif Meyan Faydaları ve Kullanımı

Lif Meyan

Meyan (Glycyrrhiza glabra) hakkında yapılan birçok araştırma onun insan sağlığına olan etkilerinin tespitini sağlamıştır.
Ülser için şifalı bitkiler : Mide bağırsak sorunlarında meyan çok iyi bir yardımcıdır. Ülser ve gastrit sorunları için kullanılmaktadır. Meyan kökünün içinde carbendoxolane gibi ülseri tedavi edici maddeler bulunmaktadır.
Ülser için 200-600 mg meyan kapsüllerinin 6 haftayı geçemeyecek şekilde kullanımı önerilmektedir.
Yapılan çalışmalarda meyanın mide ülserinin midede yayılmasını engellediği ve ülserin büyüklüğünü ciddi oranda azalttığı belirlenmiştir. Onikiparmak bağırsağı ülseri ile ilgili meyanla yapılan bir araştırmada da meyanın ülserle ilgili kullanılan kimyasal ilaçtan daha çabuk yarar sağladığı tespit edilmiştir.
http://www.drmavinokta.net
Alman Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu meyan kökünün balgamlı öksürük, mide ülseri ve karın ağrılarına karşı kullanılabileceğinin belirtmiştir.
Bronşit için şifalı bitkiler : Bronşite iyi gelen bitkiler arasında önemli yeri olan meyan gögsü yumuşatıcı ve balgam söktürücüdür. Bronşit ve ciğerdeki balgamı akışkan hale getirir.
Şifalı bitkiler soğuk algınlığı : Meyan kökü bitkisinin öksürük kesici etkisi vardır. Soğuk algınlığı içinde yararlanılabilir. Soguk algınlığı septomlarını iyileştirici etkisi bir diğer meyan kökü faydası olarak belirtilebilir.
Yangı giderici, kortizona benzer bir etkisi tespit edilmesine rağmen kortizonun göstermiş olduğu yan etkileri göstermemektedir.
Meyan kökünün Vücutta virüslere karşı etki gösteren interferon düzeyini artırdığına dair araştırmalar bulunmaktadır.
http://www.drmavinokta.net
Meyan kökünün içeriğinde güçlü antioksidan özelliğiyle bilinen flavonoidler de yer alır.
Almanyada meyan kökü ile yapılan bir araştırma meyanın sars virüsünün çoğalmasını engelleyici etkide bulunduğunu göstermiştir.
Arterit ağrıları için yararlıdır.
Meyan kökü bitkisi menopozun semptomlarını tedavi etmek için kullanılabilir.
Spazm çözücü etkisi meyan kökünün yararları arasındadır
Meyan çayı kabızlık sorununa yardımcı olabilir
Yorgunluk gibi şikayetlerde kuvvet verici etkisinden dolayı tonik olarak kulanılabilir.
Sağlıklı olmak ve hastalıklardan korunmak isteyen herkes meyan kökünü kullanabilir.
Meyan Nasıl Kullanılır?

Meyan kökü çayı ve meyan kapsülleri şeklinde alınabilir. 100-520 miligramlık kapsülleri vardır.http://www.drmavinokta.net
Meyan çayı : Yarım kahve kaşığı kıyılmış meyan kökü üstüne bir fincan kaynar su döküldükten sonra 5 dakika demlenir ve süzülerek içilir.
Meyan balı : Meyan balı meyan köklerinin kaynar suyla karıştırılmasından sonra alçak basınçta yoğunlaştırılması yoluyla yapılır. Siyah renkte sert bir yapıdadır. Toz veya çubuk halde satılır.
Özelikle güney illerimizde meyan şerbeti kullanımı oldukça yaygındır.

Meyan kökü geleneksel Çin tıbbında da kullanılan bir bitkidir. Meyan ekstresi Avrupa ve Amerikada da eczanelerde satılmaktadır.

Tarihi

Meyan otu köklerinin tıpta kullanılmasının çok eski geçmişi vardır. Çin'de M.Ö. 2800 yıllarından bu yana kullanılırken, Sümer ve Hintliler tarafından da tanınmaklaydı. Ebu Ali İbni Sina'nın eserlerinde bu köke ait birçok bilgiler bulunmakla beraber, Ortaçağ'da yazılan hemen hemen bütün tıp eserlerinde bununla ilgili bilgiler bulmak mümkündür.
Eski Mısır'lıların Meyan köklerinden mide hastalıklarının tedavisinde kullandıkları, ayni zamanda insana canlılık ve dinçlik veren «MAISUS» adı verilen bir içki yaptıkları hiyerogliflerden (Resim Yazı) anlaşılmaktadır. M.Ö. 400 yıllarında THEOPHRASTUS Meyan köklerinin öksürük ve göğüs hastalıklarının tedavisinde etken olduğunu belirtmiştir. Kendisi özellikle Glycyrrhiza glabra var. glandulifera'yı kullanmıştır. (Oğuz,1972)
ARISTOTALES Meyan kökünün astım, sıtma, öksürük ve göğüs hastalıklarında etken bir ilâç olduğunu belirtmiştir. GALEN isimli araştırıcı Meyankökünden hazırlanan içkinin tatlı olmasına rağmen susuzluğa yol açmadığını, bunun yanında teskin edici bir özelliği de olduğunu rapor etmiştir. GALEN tedavide kullandığı Meyankökünü Gllycyrrhiza (Tatlı kök) olarak adlandırmıştır. M.S. 6. yüzyılda yaşamış Roma'lı bir doktor olan ALEXANDR TRALLlANUS tıb'da en çok kullanılan bir maddenin Succus liquiritiae (Meyan balı) olduğunu bildirmiştir. (Tschırcıı 1912; Olataş 1960; Paris et dıllemann 1960; Chopra, Abrol et handa 1960; Karsten--Weber- Stahl 1962).
Sümerler’e ve Hititler’e ait tabletlerde, meyan kökünün değişik amaçlar için kullanıldığı kayıtlıdır. Her derde deva ve bilhassa panzehir olarak uzun yıllar Çinliler tarafından kullanılmış ve halen de kullanılmakta olan ilaçların terkibine giren Droglardan(Biyolojik asıllı İlaç hammaddesi) biridir. (SEZİK, E., Bilim ve Teknik, Şubat, 1990) Askeri amaçlarla Roma imparatoru Büyük İskender'in yaptığı seferlerde, askerin susuzluğunu gidermek için kullanılmıştır.

Evliya Çelebi ise seyahatnamesinde meyan kökü hülasası hakkında şöyle demektedir "Bu edviye değirmenlerde öğüdülüp bir gece suda yatırıp şerbetini çıkarırlar. Sabah akşam birer kâse nûş ederler. Cemi ehl-i Mısır bundan deva ve şifa bulup ismine "ırkıssus" derler. Vücud-i insanda olan cümle ahlatı ve sevdayı ve safrayı ve balgamı ve malihulyayı ve sadırda (göğüste) olan zıykunnefesi vesairi def eder.
Şiddet-i harda nûş edenin hararetini def eder. Hususa habs-i bevle (sidik zoru) müptelâ olan kimseler nûş etse mesane yolunu açup tathir edüp safa-yi hatır ile tebevvül olunur, gayet müdrir şeydir.Hattâ mesanede hasıl olan ta.şı dahi eritüp çıkarır ve mahveder. Hekim Davut tezkeresi müfredatında yetmiş nevi hassasını yazmış, mücerrebdir. Amma bu Halat şehrinde leziz ve kalın olur. Zira, kumsal yerde kök kök olup zir'i zemine (yer altına) müstevli olur. Balat halkı ekseriye bu meyan kökü ile kifaflanur ve geçinirler"